- Mesaj
- 11.947
- Çözümler
- 567
- Beğeni
- 13.744
- Puan
- 5.915
- Ticaret Puanı
- 2
İnsan bir çift gözde bulduğu huzuru kaybedince boşluğa düşüyormuş. Ama gözlerimi kapatıp hayal ederken bile yine bana huzuru veriyor. Sonra yaşadığımız olumsuz olaylar aklıma gelince birden kederleniyorum. Bu süreç olmadan önce dini araştırmalara kendimi yoğunlaştırmıştım. Birçok ayette sevginin nasıl bir şey olduğu benzetmelerle anlatılırdı. "kaybolan oğul benzetmesi vb." Aslında bu benzetmeler ile Allah'ın bizleri nasıl sevdiğini ve bu sevgisi dolayısıyla bizi kurtarmak için ne kadar çabaladığı belirtir. Biz insanlar sürekli günah işlesek bile... Oysa biz insanlar bize yapılan kötülükleri kolay kolay affedemiyoruz. Bu bencilliğimize rağmen Allah'tan hep bağışlanma diliyoruz.
Eski ahit aslında 2 temel buyruk üzerine kuruludur. Matta 22:37-40 ayetlerinde şu şekilde yazılmıştır;
“Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’ İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”
Olumsuz olayları yaşayana kadar okuduğum ayetleri tam idrak edememiştim. Taa ki gerçekten birisine değer verene kadar. İnsan gerçekten değer verdiği kişiye karşı daha merhametli oluyor. Karşısı ne kadar telafisi mümkün olmayan hatalar yapsa bile affetme eğilimde oluyoruz. Dönüşü bayram gibi geliyor. Arkadaşlar hiçbir şey değer verdiğiniz kişiyi kaybetmeye değmez. Sevgi kolay bir şey değil. Her zaman mutlu etmez. İçerisinde acıları barındırır. Emek ister, fedakarlık ister. Bu yüzden yanınızdakilerin değerini bilin ve konu ne olursa olsun kırıcı olmamaya çalışın. Karşı tarafı anlamaya bakın. Eğer narsist birisi değilseniz haklı olsanız bile yine acı çeken siz olacaksınız.
Bu yazımın sonunu Riverdale dizisinin final bölümünden geçen bir söz ile bitirmek istiyorum. Beni baya etkilemişti.
Maalesef elvedalar hep acı verici olmuştur. Bazı şeylerin sonsuza dek süreceğine inanmak isteriz. Güzel bi rüyadan uyanmak istememek gibi. Kötü olaylar yaşadığımızda ise başta gerçekliğimizi kaybederiz. Olanların kabus olduğuna inanmak isteriz. Kabustan uyanıp eski huzurlu zamana dönmek isteriz.
Eski ahit aslında 2 temel buyruk üzerine kuruludur. Matta 22:37-40 ayetlerinde şu şekilde yazılmıştır;
“Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’ İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”
Olumsuz olayları yaşayana kadar okuduğum ayetleri tam idrak edememiştim. Taa ki gerçekten birisine değer verene kadar. İnsan gerçekten değer verdiği kişiye karşı daha merhametli oluyor. Karşısı ne kadar telafisi mümkün olmayan hatalar yapsa bile affetme eğilimde oluyoruz. Dönüşü bayram gibi geliyor. Arkadaşlar hiçbir şey değer verdiğiniz kişiyi kaybetmeye değmez. Sevgi kolay bir şey değil. Her zaman mutlu etmez. İçerisinde acıları barındırır. Emek ister, fedakarlık ister. Bu yüzden yanınızdakilerin değerini bilin ve konu ne olursa olsun kırıcı olmamaya çalışın. Karşı tarafı anlamaya bakın. Eğer narsist birisi değilseniz haklı olsanız bile yine acı çeken siz olacaksınız.
Bu yazımın sonunu Riverdale dizisinin final bölümünden geçen bir söz ile bitirmek istiyorum. Beni baya etkilemişti.
"Hayat böyledir Betty. Merhaba dersin. Birisi ile bir süre yan yana yürürsün. Sonra da elveda dersin. Hayatın gidişatı böyledir."
Maalesef elvedalar hep acı verici olmuştur. Bazı şeylerin sonsuza dek süreceğine inanmak isteriz. Güzel bi rüyadan uyanmak istememek gibi. Kötü olaylar yaşadığımızda ise başta gerçekliğimizi kaybederiz. Olanların kabus olduğuna inanmak isteriz. Kabustan uyanıp eski huzurlu zamana dönmek isteriz.