Buharide geçen bir hadis, geçen Diamond Tema tartışmasımda gördüm, fantastik bir andı.
En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş:
Şeytan Zart Diye Osurur
- Konuyu açan Tengrist
- Açılış Tarihi
- Yanıt 13
- Gösterim 245
osurmuş demekki olabilir
Bunlara inanan Allah'a da inanır
yoo. hadislerin çoğu zaten peygamber öldükten 150 sene sonra yazıldığı için çok kaynak olarak alınabilecek şeyler değiller. illa kaynak görmek isteyen açsın kuran okusun.
nasıl yani
evet sahi ve sahi olmayan hadisler var bundan dolayı islam da hafızlık çok önemlidir kuranı kerim değiştirilmek istendi ama yapılamadı insanları değiştirdiler islama bakış açılarını değiştirdiler
Bu hadisin amacı, şeytanın ezana karşı olan nefretini ifade etmektir. "Şeytan zart diye osurur" diye çevrildiğinde akla ve mantığa aykırı bir ifadeymiş gibi görünüyor. Bunun tek sebebi, dil çevirisi ve dil kurallarının tamamen farklılığındandır.
Bu hadis ilk yazıldığında "zart" veya "osurmak" gibi tabirlerin ya da "zart diye" gibi benzetmelerin henüz yeryüzünde mevcut olduğunu düşünmüyorum açıkcası. Özellikle İslam dininde en ayıp kelimelerin bile çok farklı telaffuzları vardır.
Ancak bu ve benzeri hadisler, Türkçeye doğrudan çevrildiğinde bazen şaşırtıcı olabiliyor. Ancak detayına inildiğinde bir müslüman için akla ve mantığa uygun sebepleri ve açıklamaları vardır. Eğer bir hadis herhangi bir şekilde ele alınıyorsa, onun açıklamaları, dil yapısı, telaffuzu ve diğer dil kurallarının tamamı da ele alınmalı.
Ve bunun temsil ettiği anlam ise; şeytanın ezanı duyduğunda öfkelenip nefretle bulunduğu yeri terk etmesi ve uzaklaşırken çıkardığı ses olarak ifade edilir. Bunu şu örnekle yan yana koyabilirsiniz: Özellikle sabah ezanları okunurken birçok köpeğin ulumaya başlaması. Bunun sebebi olarak da kaçışan cin veya şeytanları gördüğü anlamına gelir. Horozların ötmesi ise melekleri gördüklerini işaret eder. Hayvanların birçoğunun gözlerinde insanlarda olduğu gibi bir perde olmadığı bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir.
Bu söylediklerim inançsız kişiler için safsata gibi görünebilir, ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
Dünya'da hiçbir din, sırf başkalarına saçma görünüyor diye değişime uğramadı. İslam'da da böyle bir şey olmayacaktır.
Bizim insanımız gördüğü her habere, her resme, her yazıya gördüğü an inanan ve araştırmadan uzak bir millet olduğu için bu gibi olayların gereksiz yere büyütülmesi de kaçınılmaz oluyor. Özellikle de son dönemlerde din ve inançlar üzerinden yapılan prim ve soğuk savaşlarda bu çok daha yaygın görülüyor.
Son olarak, son dönemlerde Rusça öğrenmeye başladığım için bununla bağlantılı çok güzel bir örnek vermek isterim:
Как тебя зовут?
Bu cümlenin Türkçe'ye doğrudan çevrilmiş hali: Adın ne? 'dir. Çeviri araçları da bunu bu şekilde çevirir. Ve kullanımı da doğrudur.
Ancak buradaki зовут kelimesini en iyi rusça öğretmeni bile mantıksal olarak tamamen Türkçe'ye ve Türkçe zihniyetine tercüme edemez ve aktaramaz. Eğer bu yapılmaya çalışılırsa, Adın ne? cümlesi şu hale dönüşecektir: Seni nasıl çağırıyorlar?
Özetle söylemek istediğim; dillerin ve telaffuzların gücü.
Bu hadis ilk yazıldığında "zart" veya "osurmak" gibi tabirlerin ya da "zart diye" gibi benzetmelerin henüz yeryüzünde mevcut olduğunu düşünmüyorum açıkcası. Özellikle İslam dininde en ayıp kelimelerin bile çok farklı telaffuzları vardır.
Ancak bu ve benzeri hadisler, Türkçeye doğrudan çevrildiğinde bazen şaşırtıcı olabiliyor. Ancak detayına inildiğinde bir müslüman için akla ve mantığa uygun sebepleri ve açıklamaları vardır. Eğer bir hadis herhangi bir şekilde ele alınıyorsa, onun açıklamaları, dil yapısı, telaffuzu ve diğer dil kurallarının tamamı da ele alınmalı.
Ve bunun temsil ettiği anlam ise; şeytanın ezanı duyduğunda öfkelenip nefretle bulunduğu yeri terk etmesi ve uzaklaşırken çıkardığı ses olarak ifade edilir. Bunu şu örnekle yan yana koyabilirsiniz: Özellikle sabah ezanları okunurken birçok köpeğin ulumaya başlaması. Bunun sebebi olarak da kaçışan cin veya şeytanları gördüğü anlamına gelir. Horozların ötmesi ise melekleri gördüklerini işaret eder. Hayvanların birçoğunun gözlerinde insanlarda olduğu gibi bir perde olmadığı bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir.
Bu söylediklerim inançsız kişiler için safsata gibi görünebilir, ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
Dünya'da hiçbir din, sırf başkalarına saçma görünüyor diye değişime uğramadı. İslam'da da böyle bir şey olmayacaktır.
Bizim insanımız gördüğü her habere, her resme, her yazıya gördüğü an inanan ve araştırmadan uzak bir millet olduğu için bu gibi olayların gereksiz yere büyütülmesi de kaçınılmaz oluyor. Özellikle de son dönemlerde din ve inançlar üzerinden yapılan prim ve soğuk savaşlarda bu çok daha yaygın görülüyor.
Son olarak, son dönemlerde Rusça öğrenmeye başladığım için bununla bağlantılı çok güzel bir örnek vermek isterim:
Как тебя зовут?
Bu cümlenin Türkçe'ye doğrudan çevrilmiş hali: Adın ne? 'dir. Çeviri araçları da bunu bu şekilde çevirir. Ve kullanımı da doğrudur.
Ancak buradaki зовут kelimesini en iyi rusça öğretmeni bile mantıksal olarak tamamen Türkçe'ye ve Türkçe zihniyetine tercüme edemez ve aktaramaz. Eğer bu yapılmaya çalışılırsa, Adın ne? cümlesi şu hale dönüşecektir: Seni nasıl çağırıyorlar?
Özetle söylemek istediğim; dillerin ve telaffuzların gücü.
Köpeklerin ulumasıyla ilgili bir diğer söylemde köpeklerin kulağı çok hassas olduğu için yüksek db seviyesine ait ses olduğu zaman ulumasıdır. Aslında denemek lazım. Köpek varken ezan sesine benzer yükseklikte herhangi ses çalınca aynı tepkiyi verip vermediklerini denemek.
Hayatımın son iki senesini kutsal kitapları okuyarak geçirdim. Benzetmeler çok fazla kullanılıyor. Bu konuda bahsedilen hadis içinde söylediğiniz gibi bir anlam olması büyük ihtimal. Bu yüzden diğer söylediğiniz şeylere katılıyorum. Eğer din araştırılıyorsa o dinin orijinal dili dahil hakim olmak gerekiyor. Anlamadığımız yerlerde bilgisine güvendiğimiz insanlara danışmak gerekiyor vs.
Son zamanlarda sosyal medyada illa karşınıza denk gelmiştir. Zaten konuda da o videolara atıf yapılmış. Benim o videolardan çıkarttığım yorum kendilerine ilim irfan sahibi diyen kişilerin aslında kendi dinine karşıdaki kişi kadar hakim olmadığını, karşıdaki kişininde öğrenmeye niyetli birisi olduğunu ancak daha derine araştırma yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü geçen sene dinleri araştırırken kendisinin tevratla ilgili bir videosuna denk geldiydim ve başka bir videoda da onun videosuna cevap vardı. Cevabı veren kişinin sabrına ve iyi niyetine hala şaşırıyorum. Verilen cevaplar benim için yeterliydi. Özetle din kitaplarını okurken normal roman okur gibi okumamak lazım. Derinlemesine araştırma yapılması gereken noktalar oluyor.
Belki de en fazla sembollerin olduğu kısım İncil'in vahiy bölümüdür. Apokaliptik anlatım türü vardır. Yazılanları dümdüz okuyunca ejderhalar, denizden çıkan canavarlar, 7 başlı canavar, babil fahişesi gibi terimler var.
Birçok bölümde şeytan ile ilgili benzetmeler vardı. Örneğin: yılan, ejderha, dünyanın eğemeni.
Yuhanna 12:31 ayetten örnek vereyim;
Dünyanın egemeni yazan yeri Allah ile karıştıranlar var, oysa başka bir ayette dünyanın egemeni hakkında şunlar yazar;
Luka 4:5~8
Derinlemesine okumadan, araştırmadan bazı ayetler yanlış anlaşılabiliyor. Diğer birçok ayette dünyanın egemeninin şeytan olduğu bahsediliyor. Bu sadece bir örnekti. Bu örnek ne söylemek istediğimi anlamanıza yeterli olmuştur umarım
Bu konuda yapabileceğim yorum budur. Günümüzde insanlar popilizm uğruna, takipçi kasmak uğruna birbiriyle çatıştırılıyor ve çoğu kişi kendi görüşüne yakın insanları destekleme eğiliminde. Ben şunu fark ettim ne kadar okursam, ne kadar araştırma yaparsam o kadar az şey bildiğimi fark ediyorum. Bu yüzden haddinden fazla lokma yememek gerekiyor.
Evet özellikle de Türkiye'deki bu pasif zihniyetlerden dolayı insanların içinde çok farklı düşünceler oluşuyor. Ben Türk ve Müslüman olduğum halde hiçbir Türk hocasını,imamını, hafızını vb. ciddiye almam. Bu konuda merak ettiğim konuları tanınmış yabancı alim ve bilim adamlarından dinliyorum genellikle. Çünkü bazen bir hristiyan bilim adamı veya din adamı bile, islamı bizim en kral din adamından çok daha güzel anlatıyor. Irk ve inanç ayrı şeylerdir. Türküm diye Türk'ü dinlemek ve inanmak zorunda değilim, hiç kimse değil. Ve artık ülkemizdeki zihniyet, hem din hem de diğer bir çok konuda büyük ölçüde köreldiği için bugün her anlamda bu haldeyiz.
Köpekler konusunda ise; evet denemeler yapılabilir ama bu denemenin kolay ve kesin bir sonuç vereceğini sanmıyorum, en azından zor olacağını ve çok farklı görüşlerin ortaya çıkacağını söyleyebilirim. Mesela neden akşam veya yatsı ezanında değil de, sadece sabah ezanında uluyorlar? Gün içinde de yüksek db'li bir çevre oluyor ama ulumuyorlar... gibi gibi sorular da beraberinde gelecektir.
Ayrıca köpeklerin depremi ve benzeri doğal afetleri de hissedebilme özellikleri de hesaba katıldığında bu konu çok daha karmaşık hale gelecektir.
Benim rahmetli dedem tvde ne zaman öylelerini görse güzel bi söverdi.
Seneler sonra sövdüğü hocalardan birisi ülkede darbe yapmaya çalıştı. Eskiden Fetö'ye hoca efendi diyenler, tvlerde vaazlerini yayınlarlardı. Sonuçta herkeste akıl, fikir var. Açın okuyun, anlamadığınız yeri sorun. Hiç okumadan etmeden söylenenlere inananlar çok 
Ateist, deist, agnostik, Müslüman, Tengrici vs. tartışması yaşansın diye açmadım konuyu farklılıklarımızla bir milletiz duygusuna çekmek için açtım. Üzerine ayrışmamamız gereken konular bunlar inananı ilgilendirir. Tabi Fetö ve diğer tarikat olayları pekçok zaman hem bireye hem topluma zarar verdiler onları ayrı tutuyorum.
Sağ-sol diye bölündük,
Etnik kökene göre ayırmaya çalıştılar,
Sunni-alevi,
Laik-dinci,
X'ci, y'ci
Şeklinde çokça bölündük, anayasamızda da denildiği gibi bu vatana vatandaşlık bağı ile bağlı olan Türktür.
Şimdide agnostik-ateist-müslüman ikilemleri çıkıyor hayatta, yapmayın.
Biz kenetleneceğizki işgale gelen milyonlarca "sığınmacı" geri dönsün. Son zamanlarda genelkurmay ve hakan fidandan 3. Dünya savaşı açıklamaları geldi.
Kendinizi savunacağınız silahlarınız, bolca suyunuz ve konservelerinizi hazır edin, daha da kenetlenmemiz gerekebilir.
Sağ-sol diye bölündük,
Etnik kökene göre ayırmaya çalıştılar,
Sunni-alevi,
Laik-dinci,
X'ci, y'ci
Şeklinde çokça bölündük, anayasamızda da denildiği gibi bu vatana vatandaşlık bağı ile bağlı olan Türktür.
Şimdide agnostik-ateist-müslüman ikilemleri çıkıyor hayatta, yapmayın.
Biz kenetleneceğizki işgale gelen milyonlarca "sığınmacı" geri dönsün. Son zamanlarda genelkurmay ve hakan fidandan 3. Dünya savaşı açıklamaları geldi.
Kendinizi savunacağınız silahlarınız, bolca suyunuz ve konservelerinizi hazır edin, daha da kenetlenmemiz gerekebilir.
devlet önce bize silah dağıtsın yoksa hiçbir şeyi savunamayız
Bu konular arzı mevudun kolayca yapılması için yapılan işler biz bunlarla birbirimizi yerken orta doğu projeside ilerliyor
Ortalık kan gölüne döner, kafayı bulan katliam yapıyo
zaten şuanda öyle en azından şartlar eşitlensinOrtalık kan gölüne döner, kafayı bulan katliam yapıyo
